9 Ekim 2011 Pazar

Herkesin Nostaljisi Kendine!

Geçen gün facebook'ta 90lar nostaljisi yapıyorum, aslında tek yaptığım gençlik döneminde dinlediğim yabancı şarkılar filan biraz daha 2000lere dayanıyor. En nihayetinde 90ların ilk nesliyim, ocak 90 doğumluyum. Bi yazı gördüm "90lar geri geliyor, talep çok" filan diye paylaştım. (Ahanda link http://www.time.com/time/arts/article/0,8599,2087733,00.html )

Arkadaşın biri "oğlum zaten 90lısın sende 90 nostaljisi yapıyosan, 80lerde ve öncesi doğanlar ölsün" dedi. Ulan çok sinirlendim. http://90larmuzesi.com/ adresinde bi site var girdim. Bizim gibi blog yanda da etiketler var bakıyorum. Capri-sun, taso, K'nex filan bi sürü şey hatırlıyorum hepsini. Clarissa izledik, He-man tamam, ışıklı ayakkabılar desen pili bittiğinde ağladık ulan. En sevdiğim oyun Fifa 99, Jurassic Park ile ürktüm, ninja kaplumbağalara özenip artık kumaş parçalarından maske yapıp oklavayla koltuktan koltuğa atlamışlığımda var. E bunlar 90lar değil mi oğlum?

Ben bunun nostaljisini yapmayımda napayım? Arkadaş başka bi gerekçeyle geldi; "sanki 90larda sevdalandın, ilk içkini içtin" filan yazıyo. İlk içkimi içmedim ama en azından ilkokulda sevdalandık 90lar sonlarıda olsa. Ha bunun nostaljisi mi olur ulan? bu bi meta değilki? bu 2030da da olsa 1980de de olsa hatıradır duygular moda olmazki? Ben ilk içkimi Flaming Sambuca ile içtim ama 2000lerin sonlarıydı. Aynı Efes Pilsen, 1980ler de de vardı ama aynı taso bugün yok ki? Tutan çizgi filmin tasoları, futbolcu kartları değil, fifa mifa oyunları çıkıyor. Nostalji bu yoksa aşk aynı aşk, içki aynı içki? 90larda doğdum diye 1967 model Mustang'a hayran olma demek gibi geldi bi an.

Bunları diyen arkadaş 85li aramızda 5 yaş var hatta ben ocak o yaz mevsimi doğumlu 4.5 de sen ona. Sen bu farkı mı başıma kalkıyon anlamadım ki ben? 85 model Şahinler bile piyasada. Hani böyle 70-80 olsa 90larda ehliyetini almış olsan hak veriyim sana 95'li-97'li adam mı olur araba modeli olur diye.

Velhasıl kelam nostaljinin yaşı yok, 2000lerde bi bok mu vardı ne nostaljisi yapacak o devrin çocukları desen amennah lakin 90lar diyoruz?E ben birlikte büyüdüm 90larla onu napacağız?.

2000'lerde doğanlarda Sponge Bob nostaljisi yapsın neyleyim onlarında devri bilgisayar, tv devri yarın bigün hologram teknoloji çıkınca lcd ekranlar vardı ne günlerdi ulan diyeceğiz.

Hem nostalji, hem de daimi bi gerçek varsa "seks satar" abicim;



görsel mörsel olmayınca konuyu nereye bağlayacağımı şaşırdım, idare et, şarkıyı filan dinle okuyucu.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

yok başlık maşlık

belgelerimin içinde bi word dosyası buldum. neymiş acaba bu diye tıkladım. yüzümde mal bi gülümsemeyle okudum yazıyı. sonra sağ tıklayıp özellikler dedim, oluşturma tarihi: ‎13 ‎Temmuz ‎2009 ‎Pazartesi, ‏‎16:16:54 . o gün doğan çocuklar bugün 2. yaş günlerini kutluyolar. işte bi çoğunuz için hiç bi anlam ifade etmicek, ama birinize çok şey anlatıcak olan o yazı;

*bir pazar günüydü
*moralimizin düzelmesi için düzenlenen piknikten
*benzin almış dönüyorduk
*kafamız öss sonuçlarında..
*zira ösym bi kaç saat önce açıklamş,
*moralmanımızın hepten sıfırın altında eksi 40 larda seyretmesine sebep olmuştu
*beklediğim puanın 10-20 puan altında bir sonuç gelmişti..
*piknikte köfte yemediğim zamanlarda aklımdan çıkmayan bir konuydu bu..
*araba ilerlemeye devam ediyor, fakat bnm beynim hep aynı noktaya takılı kalıyordu..
*birden bir ses duyuldu
*çat
*çatçatçat
*çatır habele hübele koparda patapatapatapata
*"oha taş mı atıyolar lan" demeye kalmadı
*gözümüz arabanın yan tarafına çarpıp yere düşen küçük dolu tanelerine takıldı
*bu ses bunlardan mı geliyo ya derken
*2. bir şok
*ben deyim ceviz, sen de portakal
*büyüklüğünde
*yumruum kadar
*yada kalbim kadar
*ziira insanın kalbi yumruu kadardır
*büyüklükte dolu taneleri...
*gökten yere bir düşüyorki uff..
*ufukta bir benzinlik görüldü
*işte dedim oraya ulaşabilrsek
*belki bir kaç dakika soluklanarak
*dolunun azalmasını bekleyebilirs
*ve öylede oldu
*pet line adında şirin bir benzinliğe usulca yanaştık
*bir ve/veya birkaç dakika dinlenerek
*dolunun geçmesini bekledk
*eve 10 dakikalık yol kalmıştı
*dolu azaldı
*takır takır sesler gelmiordu artık
*yola çıktık
*yolda hiç araba yoktu
*herkes yolun kenarında
*4lüleri yakmış bekliyorlardı
*bizde ulen bi biz akıllıyız, bunların alayı gerizekalı
*diye düşünerek
*gitmeye devam ettk
*yanımızdan bir doğan görünümlü şahin geçti
*söfor
*ve co-pilotu
*elinin 4 parmaklarının tersiyle
*öncamı tutmaya çalışıyor
*lan düşer müşer aazımıza sıchılır .mına koyim
*edasında bir yüz ifadesiyle yolarına devam ediyorlardı
*5 dakika kalmıştı eve
*sonra bir fikir geldi aklımıza
* "anasının ilk kızı,bir dolu tanesini keserse dolu kesilirdi"
*bu bir hurafe miydi, yada bir inanış mı bilmiyorduk
*bu fikir işe yarayacak mıydı? onu hiç bilmiyorduk, ama en kötü plan bile planımız olmamasından iyidir diye dşünerek kuzenim arzu ablaya(zira anasının büyük kızıdır) bir dolu tanesini kestirdik...
*dolu önce hafiften azaldı
*evin önüne geldiğimizde ise
* tamamen kesildi
*arabadan indiğimizde
*babam ben ve ablam
*(demekki genlerde war)
*hemen arabadan inip yolda gördüğümüz büyük dolu tanelerinden aramaya başladık
*ve buldukta
*bayaa resim çektik
*derken komşumuzun oğlu geldi
*adı ümit'ti
*bakıın bakıın diye eski tenten çizgifilmindeki yolda gazete satan çocuun baarması gibi bir edayla (ayrıca bkz: yazıyoor yazıyoor) bağırıyordu
*tekrar
*şuna bakıın
*şuna bakıın
*diye haykırdı
*elinde o ana kadar gördüğüm enn ama enn büyük dolu tanesiyle çıkageldi
*biz o dolu tanesini görünce adeta buz kesilmiştik, zira dolu tanesi çok souktu..
*hemen çektiğimiz eski resmleri silerek
*telefonların hafızasını boşalttıktan sora
*büyük dolu tanesiyle resm çekilmeye başladık
*hala içeri girmemiştik
*kapının önünde öylece duruyorduk
*sora bir an çok korktuk
*ama bir anlık olduu için hemen geçti
*eve girdik
*aslında insanlık için bir pazar günü daha bitmiş oldu
*ama bnm için sabah öss sonucumu öğrendiğim- yıkıldığım
*öğleden sonra piknie gidip mangal yaptııım
*(öküz gibi yediim)
*ve öğleden sonranın sonrasında da yumruk büyüklüğündeki dolu taneleriyle resm çekilerek geçmiş oldu...

*~SoN~

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Ah Ulan...

Şu hayatımda en kötü günüm neydi hatırlamıyorum. Elbetteki yin-yang felsefesi bu hayatta geçerli, -çoğu kişininde böyle düşündüğünü farzederek diyorum- benim içinde. (entry sana gelsin :) http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=113995 )

Yani yaşadım bişeyler ama böylesini hissetmemiştim daha önce. En çok ağladığım, en kötü günüm belki de babaannemin vefat ettiği sene yani ben lisede hazırlıktaykendi. Yanımda olsa ne derdi, ne yapardı bilmiyorum. Yanımda değildi çünkü zaten tanışmıyoduk bile. Yani benim onu o zaman bırakıp gittiğim gibi durum yok :). Ama tanışmamız o kadar eğlenceli oldu ki. Velhasıl her konuşmamız eğlenceliydi. Aklımıza gelen yada aynı şeyleri düşündüğümüz anda birbirimize bakıp gülmemiz biralı ortamdayken "kafayı buldu bunlar" diye adlandırılıyordu esas kafayı bulanlar tarafından.

Geçen gün düşündüm bunları düşünürken yazayım dedim ama malum trafik sıkıştı biraz. Şimdi aklıma gelenleri yazıyorum. Şu hayatta ikimizin üzüldüğü şeylerde neydi? Düşündüm ama çıkaramadım. Belki bir kaç kızdan ret yememizdi, gerçi bunu yaşayan sadece ben oldum ama :). Ne kadar büyük üzüntü olabilirdi ki? Benim farkında olmadan aramızın açılması senin açından üzüntüydü ama bende farkına varınca çok pişmanlık yaşadım. Peki daha büyük? 1.5 yıl çıktığım kızın birden ayrılışı benim için büyük üzüntüydü, sen ne kadar üzüldün benim için? Sitem değil, biliyorum sırf mutlu olmam için benden habersiz onunla konuşman bile verdiğin değeri gösteriyor.

Haa illaki sitem isterim diyosan benden için sana "Kendine saygısı olan hiç bir kız ona bakmaz" diyen kıza tek kelime etmemendir benimde sitemim hala. Onca gerçekleşmeyen hayalin arasında birde senin Eskişehir'i tutturamayıp Ankara'da kalmanda bi koydu ama onun içinde sitem etmek biraz saçma olur.

Niye anlattım bütün bunları hem sana, hemde okuyan varsa onlara anlatayım. 4 gün önce Ankara'ya geldiğimde dedin ya ablam hasta diye. İşte ben tek kelime edemedim. 14 santim kist var dedin, ben ne diyeceğimi iyice şaşırdım. Hiç böyle bişey gelmemişti ki başımıza. Şu saydığım şeylerin makarasını bile yaptık sonradan, onlarda bile eğlendik. Çünkü ben senin yanında hep eğlendim üzülmedim ki. Böyle anlar için hazırlanmış sana verecek bir tesellim yoktu. İşte sana karşı duyduğum en büyük pişmanlıktı bu. Bişey diyememek. İlk defa mutlu edemediğim hissine kapıldım. Sakarya'da işporta tezgahının üstünde elinde bira dert yanarken "merak etme" demekten başka bişey diyemedim. Çok üzüldüm, neye üzüldüğümü anlamadan. Bir yanda senin derdin, bir yanda benim bu dert karşısında çaresizliğim.

O an farkettim ki, hayatta bana kattığın o kadar çok şey var ki. Ama ben sana bunların karşılığını veremiyomuşum gibi hissettim. Çok üzüldüm lan anla işte...

Sevgili okuyanlar yanlış anlaşılma olmasın ikimizde erkeğiz, sevgili filan değiliz. Hani aşk mektubu gibi oldu yanlış olmasın. Ama bu hıyarı seviyorum. Geçen ölümden bahsetti cümle içinde ufacık geçmişte olsa, ufak bi benzetmede olsa içim gitti.

Sen ölümü düşündüğün anda ben senin için ölecem ulan. Evet seviyorum, yarın Hollanda'ya vize başvurusu yapıyorum =D.

Bu kadar duygusala bağladım, Allah sonumuzu benzetmesin ama başka şarkı aklıma gelmedi, bu kadar da uğursuzum işte :).

rocksever ile penguensever

evvel zaman içinde, kalbur saman içinde iki genç varmış. bunlar uzun süredir çok yakın arkadaşlarmış. tabi ilgi alanları farklıymış. biri sürekli penguen okur, onun tarzında espriler yapar, diğeri ise rock müzik dinlermiş. penguensever ve rocksever arkadaşlar birbirlerine de sevdirmişler bunları. rocksever tam bir penguen manyağı olmuş artık. penguensever de rocksever in sürekli gelip mp3 çalarının kulaklıklarını uzatarak şarkı dinletmelerine o kadar alışmışki, o da rock sevmeye, dinlemeye başlamış. üzüm üzüme baka baka kararır misali birbirleri gibi olmaya başlamış iki genç.

bu arada rocksever de inanılmaz derecede bass gitar merakı başlamış. rocksever araştırmış etmiş bi tane bass gitar almış. tüm hayatı bass gitar olmuş artık. dersteyken eve gidip bass çalmayı düşler olmuş.konu ne olursa olsun sürekli bass gitara gelmeye başlamış. rocksever in her 2 lafından biri bass gitar olmuş. bu çok hoşuna gidiyormuş rockseverin.. bass gitarla ilgili bi konu açıldığında penguensever ne kadar istese de konuya pek katılamıyormuş, çünkü bass çalmayı bilmiyormuş. rocksever bi gün demiş "sende gitar al, ben sana öğreteyim". penguensever çok sevinmiş bu işe, ve o da kafasına bir gitar almayı koymuş. uzun uzun araştırmış, hatta zaman zaman başka arkadaşlarından bass gitar alıp rocksever in yanına gidiyormuş. rocksever in ona gösterdiklerini hemen kapıyor, daha da geliştirmek için çaba sarfediyormuş.

derken para biriktirmeye başlamış penguensever. aklına koymuş, bir gitar alıcakmış artık. biriktirmiş biriktirmiş biriktirmiş.. neredeyse aklındaki tek şey bu olmuş artık, en yakın arkadaşıyla dahada yakın olmak için o kadar uğraşmışki, yavaş yavaş uzaklaştıklarını farkedememiş bile.. birazda borçlanarak bir gitar almış penguensever. hemde rockseverin bass gitarının aynısından.. uzun zamandır hayalini kurduğu şey gerçek olacak, en yakın arkadaşıyla daha çok ortak noktası olacakmış artık penguenseverin, hevesle eve gelmiş. ailesine göstermiş.. tam rocksevere söyliyecekken rockseverle araları açılmış penguenseverin. konunun ne olduğu hakkında çeşitli rivayetler var tabii, ama neyse ne.. velhasılı kelam esas olan; ona rock müziği sevdiren, bass gitarı öğretecek olan arkadaşı artık yanında yokmuş. bir amaç için gözünü o kadar karartmışki, en yakın arkadaşından olmuş. yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen iki arkadaş, birbirlerinin yüzüne bile bakmıyormuş artık. odasının duvarına yaslı duran bass gitarla başbaşa kalmış penguensever. üzülmüş. amacına ulaşmış olmanın verdiği mutluluğu yaşayamamış. sakal tıraşı olayım derken kendi kolunu kesmiş penguensever. (oha örneğe gel) karşısında bass gitar, başı iki avcunun içinde kara kara düşünmeye başlamış..

ne var? her hikaye mutlu bitcek diye bi kural mı var? hatta her hikaye bitecek diye bi kural mı var? burda ara verdim ben, belkide burda bitirdim hikayeyi! paşa gönlüm bilir. sen mi bilceksin? teallaam ya.. yazının tamamı hayal ürünü değil tabi, evet tahmin edilebileceği gibi penguensever benim, ama şuan odada duvara yaslı olan bir bass gitar değil, D3000.


25 Nisan 2011 Pazartesi

umut kaya'yı tanımak.

efenim geçtiğimiz perşembe günü okuldan çıktım arkadaşları aradım nerdesiniz diye, telwedeyiz gel dediler. kalktım gittim telwe ye kapıdan girerken konsere mi geldin diye sordu adam, ne konseri dedim, meğer alt katta umut kaya konseri varmış. yok dedim, üst katta arkadaşlarım var. geçtim içeri. her zamanki klasik telwe işte, eller havaya modunda eğleniyo insanlar. sonra zaman geçti telwe boşaldı, dedik passage a geçelim. çıktık gittik passage a, tıklım tıklım tabi.. zar zor masa bulduk oturduk. dans ettik sohbet muhabbet derken mekan boşaldı. slow müzik çalmaya başladı.. bizde yorgun yorgun oturuyoruz. bi baktım bi hatun tek oturuyo orda, niye tek oturuyo acaba diye düşünürken yanına bi oğlan gitti oturdu. haa arkadaşı varmış heralde dedim. sonra konuşmaya başladılar. hatun fizik öğretmenliğinde okuyorum dedi. dudağını okudum yani, uzaktalardı :D şimdi tanıştılar heralde dedim. slow şarkılar bir bir geçiyo, bu iki insan oturuyo haala.. dedim şunlara bi iyiliğim dokunsun, gittim yanlarına. oğlana dedimki dansa kaldırsana hatunu, ne güzel slow müzik çalıyo.. yok mok dediler sonra kalktılar :D dans ettiler biraz, sonra oturdular, yine konuşmuyolar. gittim yanlarına, zorla kaldırmış gibi oldum ama teşekkür ederim bni kırmadığınız için dedim. biz teşekkür ederiz otursana falan dediler. başladık sohbet etmeye.. niye böyle bişey yaptın dediler, dedim sürekli insanların yanına gidip hadi dans edin diyen biri değilim, sadece çok mesafeli duruyodunuz, bi iyiliğim dokunsun istedim dedim :D ismin ne cart curt, oğlanın ismi seralp. dedim seralp ne güzel geldin tanıştın, ben dedim gidemiyorum hatunun yanına meraba falan diye dedim. ben burda misafirim zaten, yarın istanbula dönücem, bişey kaybetmezdimki dedi. dedim adam haklı.. yan masada oğlanın arkadaşları var, biri geldi yanımıza oturdu. gözleri sürmeli falan bi tip. gözleri sürmeli falan ne kadar korkunç bi tipi var dedim. öyle o ya o dedi.zakkumun solistine benziyo, top falan değil dimi? dedim. koptu önce, yok canım der gibi bi bakış attı :D gözlerine sürme falan çekince benziyo hakkaten falan dedi güldü :D 8 yıllık arkadaşım, 20yaşından beri beraber çalıyoruz dedi.ne çalıyosun bass mı dedim yok elektro dedi. peki bu sürmeli ne çalıyo dedim. solist ya o dedi. neyse sohbet muhabbet güldük eğlendik, dediler biz gidelim. tamam dedim tanıştığımıza memnun oldum, kendine iyi bak bilmemne gittiler.

ertesi gün evdeyim. passage da çıkan bi grup var "set" diye, baya sağlam çalıyolar, bi arkadaş onun videosunu paylaşmış. ki video şu; http://www.facebook.com/video/video.php?v=10150164971584710&comments izledim video yu, lan dedim bu oğlan birine benziyo, sonra bi baktım, bnm topmu diye sorduğum, sürmeli oğlan şarkı söylüyo :D adam umut kayaymış lan :D bildiğin mor yazma umut kaya :D adama zakkumun solistine benziyo dedim ya nası bi manyaklıktır :D sonra dedim seralp te gitar çalıyorum falan demişti, yoksa yoksa.. :D google a umut kaya seralp falan bişeyler yazdım. çıkan sayfayı gösteriyorum; http://www.myspace.com/128776190 adam umut kayanın gitaristiymiş lan :D rezilliğe bak :D adam gitar çalıyorum, grubumuz var diyo, burda misafirim, yarın istanbula döncem diyo, ben haala anlamıyorum :D hayır umut kaya dinlerim falan ama mevsimler geçerken klibinde hiç böyle bi adam değildi. mor yazma zaten animasyon. nerden biliyim yani? insan söylemezmi seralp? ah seralp ah! rezil ettin beni elaleme :D bundan sonraki ilk konserlerinde de en önden dinlerim artık, bu kadar ayıbın üstüne bi özür diliyim adamdan :D bu arada seralp, niye bilmiyorum ama aklım hala mariachi de, saygılar :D

ayıp!

şimdi efenim bu amfibikprens eskişehirde okuyo. adam eve çıkalı 1 yılı geçti, ben hala bi borcam alıp hayırlı olsuna gidemedm. ayıp ettim biliyorm ama ankara-eskişehir 1.5 saat biliyosunuz, ucuzda.. diyormki bi gitmeye başlarsam sapıtırım. sürekli giderim. önünü alamayız. ( http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=23078887 ) ama öyle veya böyle ordada bi kapımın olduğunu bilmek güzel şey. kafam attığında cebimdeki para yol parasına yettiği an çıkıp gidebileceğim bi yer. hani tebdili mekanda ferahlık vardır diye değil, arkadaşlığın ne olduğunu unutuyorum zaman zaman. şöyle bi konu geçmişti zamanında, "yakın arkadaş diye bişey yoktur, arkadaş zaten yakındır. diğerleri tanıdığın insanlardır." farkı nedir diceksin? şudur; burdan kalkıp eskişehire gidiyosan arkadaşını görmeye gidersin. ama hazır gitmişken tanıdığın insanlarıda ararsın. ayıp olmasın diye.

19 Nisan 2011 Salı

İnanılmaz Evlenme Teklifi...

Facebook filan günlerdir başlıktaki isimle anılan videoya doydu. Kızlar başlıkta yamula yamula yorumlar yazıp paylaşıyolar. Artık görmekten gına geldi. İzlemeyen varsa orjinali şu videonun;

Bide tambılır blog açmış resim koymuş bak böyle böyle oldu diyor. Lan dedim her paylaşan kız arkadaşlarımın videosuna aynı eleştiriyi yazmaktan bıktım. 50 kere paylaşıldı anasını sattığımın. Düşüncem şuydu birader;
"Eğer normal bir Türk kızıysa bu zengin piçinin teklif ettiği kız, arıza çıkarır 3 aydır bana yalan söylüyosun filan diye. Olmaz o iş davulun sesi uzaktan hoş geliyo size. Başınıza gelse kıskançlıktan ölürsünüz" dedim hemen hemen her yorumun altına. Allah razı olsun arkadaşın biri video çekmiş çoğu demek istediğim şeyi anlatmış. Facebooktan paylaşamadım biraz içeriği küfürlü diye =D ;

Üniversiteden Nefret Etme Sebepleri No:1

Malum vizeler filan bitmiş, gireceği kadar da girmiş canım sıkkın. Notlar açıklanıyor,millet memlektinde biz bi grup öyle derse giriyoruz, hava kapalı yağmurlu, hani anlatamam ortamın sıkıcılığını. Sıcacık yatağından kalkıp okula gitmek istemiyorum, etraf açıklık alabildiğine rüzgar filan. Bütün bunlar yetmezmiş gibi birde sabahın köründe en çekilmez hocalardan birinin dersi var.

Adamı bir gece evvel rüyamda gördüm, böyle bi hastane koridoru tarzı yerde beni kovalıyor, yakalayamadı bu baya en sonunda silahı çekip omzumdan vurdu düştüm yakalandım. Düşün artık adamın bende ki etkisini öyle böyle değil. Sınıfa girip "ben Amerika'dayken" diye Şener Şen tiplemesi var ya aynı o tarzda "ben Vircinya'dayken" muhabbeti yapıyor adam. Hani adama "Atma Ziyaaaa" diyesim geliyor o kadar. Bi gün kafam atarsa şu muhabbet gerçekleşecek cidden;

Neyse, derste başka şeylere yoğunlaşıyorum en önde pek muhabbetim olmasada gördüğüm duyduğum kadarıyla neşeli, böyle kafa bi eleman önde hiç haz etmediğim sevimsiz suratsız bi kızla tartışıyor. Dikkatimi komple oraya verdim dinliyorum. Neyse bu arada sessiz atışmalar oluyor, doğru konuş filan diye konuya tam hakim değilim. Dersin sonuna kadar geçen sürede böyle "noluyo lan orda?" modunda izlediğimden pek bişey olmadı. Bu araya bi anı daha sıkıştırayım;

Vizelerden önce son klasik mekanik dersi. Hoca hani hazırlıklı olalım diye soru çözdürüyo. Benim yurttan eski oda arkadaşım kalktı çözecek soruyu. Arada bir takılarak bişeyler yazıyo tahtaya az evvel dediğim o sevimsiz o itici kız her iki formülde bir atlıyo "Yanlış yoldan gidiyosun İsmail" diye. Bide söyleyiş tarzı o kadar rahatsız edici böyle "hah gerizekalı, öyle mi olur o?" der gibi artık ben rahatsız oldum "bi sus be kızım bırak yapsın sanane" diyecektim ki sınıfta hoca var diye aklıma geliyo. En sonunda -bizim elemanda çabuk atara gelir- fırlattı tebeşiri buna al kalk kendin yap diye tavrı koydu geçti oturdu. Hocada bi sinir tabi sınıfı filan terketti gitti. O kızda sanki hiçbişey olmamış gibi hayatına devam etti. Lan ne sinir oldum ama.

Neyse ilk anlattığım mevzuya geleyim. Hoca dersimiz bitmiştir yarın görüşürüz dedi ve bu ikilinin sesi yükseldi. Beyinsiz, gerizekalı vs vs havada uçuşuyo görmen lazım. Öyle arkada oturduğum yerden izliyorum hayretler içinde. Çocuğa karşı genel bi tavrı varmış zaten bu kızın, çocukta o tavırları biriktir biriktir en sonunda patlamış. Mevzuyu bilmiyorum tabi hala, eleman kıza "herkes seni biliyo, sen busun işte" filan diye atarlanıyo, kız erkekliğini sorguluyo oğlanın. Çocuk tam el kaldırcak, bizim eleman İsmail araya girdi. "Sakin ol, boşver" filan. Çocuk durdu "bak geçen bu çocuğada yaptın aynı şeyi, yapma böyle gerzeklikler" dedi. Kız "ne yapmışım" deyince İsmail'in şartel bi attı. Bu sefer ben İsmail'in kolunda kızı dövmesin diye tutuyorum. Ama nasıl gülesim var az evvel ortamı sakinleştirmekle mükellef çocuk bir anda atara geldi kıza girecek. Ayıp olacak mevzu benim olmayınca rahatım tabi. Kız artık sinirden ağlamalar filan diyecek laf bulamayınca çocuğun fiziki görüntüsünden doğru "şişko, dombili" filan liseliye bağladı. Hatta ilkokula düştü seviye. Nasıl utanıyorum ben. Ama bir yandan da olayın komikliğine gülüyorum.
resimde gördüğün yerin sol tarafında cereyan ediyor olay!

Ortam biraz yatıştı. Bu iki oğlan çıktı gitti fakülteden. Kız hala atarlı. "Gidicem, hocaya söylücem" filan diyo. Dedim eyvah eyvah baya lisedeyiz sanıyo bu kız kendini. Seviye eksilere geçti hızla iniyo. Dedim müdür falan bul ona şikayet et bari. Lan üniversite bura. Kişisel mevzun var koskoca doçenti, profesörü mü karıştırcan. Ne bekliyosa artık. Hoca hadi öpüşün barışın diye de yollamaz ki eve. Sevgilisini arıyo kız dövdürtcem diyo. Lan üniversite bura diyorum ya nolur yapma ya utandım lise günlerim geldi. Kapıya inen çakallar filan, hayattan bi amacı olmayan tipler. Meslek lisesi, Anadolu lisesine baskın mı yapıyo amk?.

Neyse olayı öğrendim. Kız demişki derste "burnunu çekme tiksiniyorum". Çocuk sinüzitmiş, geniz akıntısı var haliyle insanlık hali amk. ama kız öyle bir sahiplenme duygusu var ki, diyorum ya böyle tavır yok hani küçük dağları ben yarattım, büyükler dedemden kalma gibi fakülteyi sahipleniyo kız. http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=1818605

Nasıl salak bir muhabbeti kız nasıl çekmiş nasıl çocuğun burnuna kadar getirmişse artık, ben dedim çağır sevgilini karşısında benide bulur diye tabi içimden =D. Bu kız insanlık edip selam verdiğimde başını öne eğip suratsız suratsız yanımdan geçen biri, niye böyle dediğimde de sevgilisi izin vermiyo erkeklerle konuşmasına diye savunma geliyo bana. Lan hangi çağdayız be kansere çare bulunuyo, AIDS'in bile çaresi yolda. Allah'ın selamını veriyoruz, selam verince asılıyormuşuz gibi muamele filan görüyoruz.

Anıyı anlattım ama burda olsan çevrilcek geyiklerin haddi hesabı olmazdı. Velhasıl kelam asıl anlatmak istediğim tamam bölüm üniversite sınavında barajı geçince çok rahat girilebilecek bir bölüm. Diğer fakültelere ve bölümlere nazaran seçilmişlerin en gerizekalısı biziz desek çok gocunmam açıkçası çünkü hiç inkar etmedim. Ama böylesine okunması çok zor görülen bir bölümü fazla tökezlemeden 3. sınıfa kadar getiriyorsan biraz zeka parıltısı olması lazım insanda. Alt sınıflara bakıyorum onlar bizden de salak. Bugün bu muhabbete de tanık olunca eyvahlar olsun dedim üniversite bozdu. Hem de nasıl bozdu, çok bozdu, öyle böyle değil, önünü alamadık çok bozdu.

Bu kız üniversiteyi bitirince çalışmayıp evlencem diyo. Dedikodulara göre sevgilisi de aldatıyomuş filan zaten. Bence bu kızıda bozmuşlar ondan böyle. Böyle tiplerle aynı havayı soluduğuma lanet ediyorum. İyice nefret ettim lan üniversiteden.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Bir Vize Hikayesi

23:02
şimdi efenim ertesi gün istatistik sınavı olan amfibikprens bna mesaj attı. ki mesajı aynen yazıyorum; "lan 150 paradan 60 tanesinin tura gelme olasılığı ne?" elimde telefon öylece kalakaldım. dur lan dedim herif 40 yılda bi bişey sormuş istatistikle ilgili yapıym. düşünüyorm düşünüyorm aklıma hiç bişey gelmiyo.. hemen msn i açtım, orda gördüğüm değerli istatistik bölümü öğrencilerinden birine sorucam, cevabı yollucam ben bulmuş gibi.. ilk olarak naza sordm. "düşünmek lazım tabi biraz" dedi.. anladımki nazdan hayır yok.. açtım feysi orda sılayı gördüm.ona yönelttim soruyu, en içten tepki ondan geldi "ne biliyim lan?" dedim burdanda iş çıkmıcak.. daha sonra sırayla; miray , gökçen, gizem, berfin, şule ve aylin'e sordm, hemen hemen hepsinin tepkisi aynı oldu; "ya tamda yeni oturdum biliyomusun, kim uğraşcak şimdi, ama yapabilirsen banada söyle" dedim allah belanızı..
23:29
msj attım amfibiğe lan dedim durduk yere sorulcak soru mu bu, ne biliyim bu saatte.. gelen cevap "yuh lan kaç senedir istatistik okuyosn amk işimiz düştü yarın sınav var" lan dedim hakkaten haa,nası yapamam. hemen suçu yapamayanlara attım. bi ton adama sordm yapamadık lan dedim.
23:39
"hacı bırakın la bölümü öss ygs girin bişey yapın :D" acayip sinirlenmiştim. bu soruyu bi şekilde çözmeliydim. hemen bizim sınıfta durumu iyi olan insanlara soruyu yönelttim.. vildan ve sinem soruyu yapmak adına kafa patlatmaya başladılar.. hemen üst sınıflardan derya ve didemi de işin içine dahil ettim. en esaslı yanıt didem den geldi; "hee değişmezki ½ dir hepsi." oha dedim 4. sınıf istatistik bölümü öğrencisinin verdiği cevaba bak :) ( http://www.swfcabin.com/swf-files/1295302480.swf ) neyse her kafadan bi ses çıkıyo. dedim binom minom nası yapılıyodu, acil göndermem lazm.
23:43
bu sırada saygıdeğer amfibik mesaj atmaya devam ediyo.. "olum sizin için çerez olmalı ne biliyim yapın lan ne görüyosunuz? kandırılıyomusunuz? yanlış bölümde mi giriyon derslere nabıyon?" dur birazdan geliyo cevap dedim. bu sırada ben üst sınıflara sorarken 1. sınıf aylin, ben arkadaşıma sordum o çözüyo dedi.. dedim 4 lere sordum, onlar illaki yapar ama yinede tamam yapsın yapabiliyosa dedim.
23:47
amfibik boş durur mu bi msj daha "basittir olum bu soru, basit olmalı yani, ne biliyim.." iyice çıldırıcam, kimse yapamıyo. bu arada 4. sınıflar bi arkadaşlarına daha sormuşlar, burak msn konuşmasına dahil oldu, ilk 5 dakka hiç konuşmaya katılmadıktan sonra birden "cevap: 0,3588647" dedi. oha dedim olaya bak, herif cevabı yazdı :D nası yaptın dedim, başka yolu vardır ben kendi yolumla yaptım dedi, saygı duydum içten içe, ama cevabı öğrenemedik tabi..
00:27
neyse ben msn de bi yandan vildanlarla bi yandan deryalarla soruyu tartışırken feyse bakmayı unuttum tabi.. bi baktım aylinin arkadaşı çözmüş soruyu göndermiş. binomdan çözmüş soruyu. cevapta;"150nin 60lı kombinasyonu çarpı 1bölü2 üzeri 60 çarpı 1bölü2 üzeri 90"sordum insanlara onaylattırdm,anaa bildiğin binom, gece gece aklımıza gelmedi falan dedi herkes.. dedim bsg ( http://inci.sozlukspot.com/e/245828/ ) hemen yazdım yolladım cevabı. bu kadar uğraşmamın sonucunda biricik arkadaşım amfibikten gelen cevap; "hah formul çıktı amk eyvallah"

~Son~

bu hikayede bahsi geçen kişi ve kurumlar TAMAMEN hayal ürünüdür. tabi yersen.

5 Nisan 2011 Salı

Felsefe Tadında Bir Gün...


Vize haftasındayım lakin çalış çalışabilirsen. Öyle sorunlar, gürültü vb. yok ha, paşa gönül kriterleri doğrultusunda çalışmıyorum. Böyle bir isteksizlik var üstümde. Baksana, yarın istatistik fizik sınavı (kader diyorum ben buna, istatistik filan hani..) var ve ben oturmuşum yazı yazıyorum. Neyse sabah kalkmışım şey yani öğlen vakti. Ders çalışmam gerek ama ilk iş koştum bilgisayar başına. Facebook açık. Bir arkadaş iletisinde şafak sayıyor. Açtım bakıyorum profiline, ilkokul arkadaşım. Lan çocuk askere gitmiş. Ortak arkadaşlar vasıtasıyla diğer arkadaşlara tek tek atladım. ne kadar erkeğe baktıysam askerde birader. yanlış olmasın saydığım kadarıyla 4 erkek askere gitmiş. En yakının gelmesine 233 gün var. Her yorumda şafak saydırıyor elemanlar. Hele son açtığım profilde iyice bir hoş oldum, çocuk evlenmiş. Evlenmiş lan, "daha kaç yaşındayız oğlum" diyorum söylene söylene... Evlendiği kızı tanımam ama bizimle yaşıt veya 1-2 yaş küçük. Hatta daha 2 sene filan evvel eklenmiş lise fotoğrafı var. Yavaş yavaş kızlara bakmaya başlıyorum ilkokuldan. Birini zaten sen tanıyosun, siyasalda okuyan. Bi akıllı o varmış diyorum içimden diğer kızlar ya okumamış yada sikindirik bölümdeler. Neyse geçerken bi baktım kızın biri nişanlanmış. Şok üstüne şok bu kız bir de benim o zamanki adıyla ilk çıktığım kız.Lan yaşlanıyoruz diye aldı beni bir düşünce bi baktım boş boş hayallerdeyim. Düşünüyorum daha küçüğüz lan biz. Nasıl olur? Şu evlenen oğlan 200 küsür gün sonra ev filan geçindirme kaygısıyla hayatın içinde bulacak kendini. Genç bide bunlar, o kadar gün erkeğin içinden eve bi dön, ilk gece hadi bilemedin ilk hafta bi tıngırdasalar 9 ay 10 gün sonra beslenecek bir boğaz daha çıkacak başına. Neyse derdi beni niye geriyor ki hayırlısı de geç birader. Ama yok öyle kendimi düşünüyorum. Götümü devirmişim geleceğimi belirleyecek üniversitenin vize zamanı gelmiş yatıyorum. Bildiğin vicdan muhasebesindeyim. "Ben ne yapacağım lan?" Baktım ki boş beleş hayallerin ardı yok, derste çalışmıyorum, evde yemek yok yapsan bi dünya iş, bulaşık filan. Ayın 7sinde potansiyel zengiliğimi düşününce (bkz. http://www.uludagsozluk.com/e/8939701/) gideyim birşeyler yiyeyim diye hazırlanıyorum. Saçımda belli bir süreden sonra beynimi patlatacakmış gibi acı veren taç var.

Donas yemek üzere dışarı çıkıyorum (http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=8307380) Dışarıdaki hava kafamdaki binbir düşünce yetmiyormuşcasına ders çalışmamı engellemek üzere tasarlanmış sanki. Yaz gelmiş oğlum buralara. Beni alan rehavet ile düşüncelere devam. "Ben burda geziniyorum ama kimbilir ne biçim çalışıyordur bizimkiler" diye düşünürken yolda aniden karşıma tanıdık bir sima bizim sınıftan bir kız çıkıyor. Muhabbetim yok, iyi ki de yok başka bir zaman onuda anlatayım. Neyse montumun cebinde mp3 çalarımı buldum açtım dinliyorum. Bir iki ileri tuşundan sonra istemsiz bir şarkıda durdum. Kulağımda şu müzik;


Şarkıyla iyice moda gir sen. Düşünce üstüne düşünce. Liseliler böyle güzel havada onların bile sevgilisi var ben yalnızım, üstelik sınavlarım var ve çalışmıyorum, karnım aç, çişim var. Limon Bazaar'a giriyorum (evet yanlış değil burda da var aynı boktan, hatta matrax'ta Eskişehir'den çocuğun biri gecenin kahramını olucam diye aramış, buraya "Limon Pazarı" deyip beni filtreli dertlere gark ettirmişti) 3 siyah lastik tokaya 50 kuruş verip donas'a dönüyorum. Yemeği yedim ve lavaboya gidip saçıma aldığım tokalardan birini bağladım. Üstümde Liverpool forması, altımda eşofman şuna benziyorum;

Bunun Liverpool formalısını düşün diyeceğimde zaten geçen Liverpool'a transfer oldu. Neyse dışar adımımı bir attım hava bir sıcaklamış, kafamdaki düşüncelerle ben terliyorum. Bu seferde alttaki durum yaşandı.


Kulağımda yine "özledim seni" çalıyor. Hayatımın fon müziği gibi dışarıdaki sesleri duymadan romantik bir şekilde eve doğru yol alıyorum. Diyorum ki hayat bu kadar zor mu? Atılır mıyız oyundan benzemezsek onlara? Bildiğin felsefe yapıyorum. Son kız arkadaşımdan ayrılmam geliyor aklıma küfür ediyorum. O olmasa şimdi iyi kötü FNO vardı yanımda diyorum. Liseyi düşünüyorum küfür ediyorum. Ne ortamı ortam, ne hayatı hayat, çalışmamışız sürünüyoruz zaten. Bi sen varsın lan! diyip duygusala bağlıyorum diyecemde yok lan durumum şöyle yani;


Yolda bizim bölümün ikinci öğretimlerinden bi kız daha görünce iyi lan tek çalışmayan ben değilmişim diyip huzur kaplıyor içimi. Arkadan kıza bakıyorum. Abazalık fena...

Arkadaş aradı eve girince, nerelerdesin oğlum öldün mü kaldın mı? dedi. Modern notları var mı? dedim. Var dedi. Perşembe gel dedim. Mutlu oldum. İyi lan Cuma günkü sınavıda hallettik. Peki yarın ne yapacam oğlum ben. Standartım saptı. Ortalama değerim yok uçlarda yaşıyorum. Hayatın anlamını buldum kalktım çay demledim. Ders çalışıyorum ben artık. Yersen.

Buda güzel havaların hatrına vedam olsun.

4 Nisan 2011 Pazartesi

şansa bak!

Geçen gün evdeyim, yatakta yatıyorum kucağımda laptop falan.. kapı çaldı, annem geldi karabükten, dedi aşaada çantalar var git al. evde sadece kol gücümden yararlanıyolar zaten anasını satıyım, ne zaman markete gitseler telefon ediyolar, önümüze gel diye.. neyse pijamalarım var üstümde, saçlarımı tepeden toplamışım. nası anlatıyım, hani kızlar yapar, at kuyruğu gibi ama çıkan kısım yuvarlak bi şekilde geri döner tokaya.. hah aynen öyle işte.. ama kulağımın ordan yanlara 2 parça ayrılmış, tokaya sığmamış onlar :) sana caps atıcam snra :) ayağımda çorap falanda yok beyaz spor ayakkabılarımı giydim indim aşaa.. hani bizim evde balkonda rakı içerken yan apartmanda bi hatun gördüm demiştin ya, sanırım oydu, emin değilim.. o binadan 2 hatun çıktı, bnmde gözümde lens falan yok belli belirsiz görüyorum, bana doğru yürüyolar. anasını satıyım artık valizde ne varsa, yerinden oynatmak mümkün değil. kızlar bana yaklaşıyo falan. başımı önüme eğdim son bi iman gücüyle kaldırdım çantayı, tam o anda önümden geçtiler. birinde kot mini etek var, birinde dar kot.. biri sarışın biri esmer.. ben onları gördüm, istemsiz bi şekilde höh deyip yere düşürdüm çantayı. kızlar başladı gülmeye.. hay dedim tipime mi üzüliyim, rezil olduğuma mı üzüliyim.. neyse zar zor çıkardım valizi yukarı, annem arabada omuz çantasını unutmuş, dayım telefon etmiş, dediler çabuk aşağı in dayın geri geliyo.. hasbinallah dedim indim tekrar, bi baktım kızlar bekliyo orda.. neyse başımı önüme eğdim, yürüyorum hızlı hızlı, dayım çift selektör yaktı. tabi bilmeyenler için ( http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=1682918 ) ben elimi kaldırdım geliyorum anlamında, dayım bide korna çaldı.. kızlar bana bakıyo, lan nooldu dedim koşmaya başladım.. bu arada saçı toplu pijamalı halimden daha kötü bişey varsa, o da saçı toplu pijamalı ve koşan halimdir. yani bunu kızların gülme seslerinden çok rahat anladm.. gittim dayımın yanına "annen omuz çantasını unutmuş"dedi, e tamam onu almaya geldim dedim, her zamanki gibi saçımla dalga geçti dayım :) hadi görüşürüz dedi döndü gitti. arkamı bi döndüm hatunlar orda.. toplu saçlarım, pijamalarım ve elimde annemin omuz çantası.. neyse artık dedim başladım yürümeye, kızlar hala bana bakıyo, bişey bulmam lazım.. hemen telefonu çıkardım. bu arada ablamın D900 ünü kullanıyorum artık, kapağı kaydırdım falan sanki telefon çalmış gibi, efendim dedim. yeni kalktım oğlum gelicem birazdan, duş falan almam lazım, saçlarım berbat dedim. 7. caddenin orda buluşuruz işte, kızlar kaçta gelcek falan dedim,biraz bekledim, yapma ya ee? dedim. sanki çok önemli bişey konuşuyomuş gibi.. son kıkırdama seslerinide duyduktan sonra girdim apartmana.. moralim bozuldu akşam akşam tabi.. neyse biraz önce marketten gelirken gördüm birini, tabi saçlarım falan açık. prince of persia'nın gölgesi halindeyim. biliyosun ben benzemiyorum ama gölgem benziyo :D ağır ama emin adımlarla geçtim önünden hatunun bu müzik eşliğinde http://fizy.com/#s/12b7u4 ego tatmini yaptm akşam akşam :D

24 Mart 2011 Perşembe

Youtube'un Kuruluşu Kutlu Olsun

Geçen gün facebook'tan bu karikatürü paylaştıktan sonra neymiş bu Eurovision şarkısı diye youtube 'a girince altta ki olayı gördüm. Gülmekten ağlayacaktım artık adam baya senin kafadan lan. =D